Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

YILBAŞI KUTLAMALARI VE HUBER KAHVALTISI

 

Bu yılbaşı gecesi, Nişantaşı'na, meydana bakan bir eve davetliydik; yemeğimizi ailecek evde yedikten sonra, gençler arkadaşlarına gidince, biz de oranın yolunu tuttuk.

Büyükşehir Belediyesi, şehitlerimizi bahane ederek, Taksim'deki şenliği iptal etmişti.

Arkadan Kadıköy Belediyesi, "terör nedeniyle" Kadıköy'deki kutlamaların yapılmayacağını ilan etti.

Mustafa Sarıgül'ün Nişantaşı'ndaki yılbaşı şenliği ise olaysız bir biçimde ve coşkuyla gerçekleştirildi.

Kalabalık, geçen yıllara göre belki biraz daha azdı ama coşku hiç de daha eksik değildi..

Polis, kutlamanın yapıldığı meydana giden sokakları trafiğe kapatmıştı; yayaların üstü ise aranmıyordu.

(Oysa Erdal İnönü'nün Teşvikiye Camiindeki cenazesi için aynı sokakları ters yönde kesen polis, bütün yayaların üstünü titiz bir biçimde aramıştı.)

Bu sokaklara, üzerinde "Hayat bayram olsa" gibi ışıklı yazıların olduğu taklar kurulmuştu.

Meydanda en çok göze batan şey, televizyonların naklen yayın yapan araçlarıydı.

Projektörlerin sürekli olarak taradığı kalabalığın daha çok genç erkeklerden oluşacağını sanıyordum; yanılmışım:

Her yaştan insanlar, kadınlı erkekli, Mustafa Sarıgül'le birlikte, meydandaydı.

Bir disk jokey müzik yayını yapıyor, halk dans ediyordu.

23:45'de gelen Vali ve Emniyet Müdürü, fazla oyalanmadan hemen meydandan ayrıldılar.

Gece yarısı yaklaşırken "geri sayım", disk jokey ve kalabalık tarafından büyük bir coşkuyla seslendirildi.

Bu arada gerçekleştirilen havai fişek gösterisine, meydanda yakılan maytaplar eşlik ediyordu.

Saat birden sonra kalabalık dağılmaya başladı; meydan, halay çeken ve dans eden gençlere kaldı.

Dikkati çeken bir başka husus, özel giysileri içindeki temizlik işçileriydi; saat 12'de kalabalığın tam ortasında yerleri süpüren işçi dahil, onlar, her an her yerde idiler.

Kutlamalardan sonra meydan süpürülmüş, yıkanmış ve ertesi güne tertemiz bırakılmıştı.

* * *

Değerli okurlarım, hiç kuşkusuz AKP'nin gazetecilere karne verdiğini anımsayacaksınız.

Anlaşılan AKP, "karnesinde" "Pekiyi" yazan medya mensuplarını ödüllendirmek ve tabii kulis yapmak için, onları Başbakan'ın ya da Cumhurbaşkanı'nın uçak yolculuklarında ve resmi konutlarda ağırlıyor.

Medyada yer alan haberlere göre, bu davetlere katılma "onuruna!" erişenlerin sayısı çok da fazla değil.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, birkaç hafta önce Dışişleri konutunda verdiği yemeğe çağırdığı medya mensupları şu isimlerden oluşuyormuş:

Sabah'tan, Salih Memecan ve eşi AKP Milletvekili Nursuna Memecan, Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan, Emre Aköz, Star'ın başyazarı Mehmet Altan, Yeni Şafak'tan Fehmi Koru ve Milliyet'ten Hasan Cemal.

Abdullah Gül'ün, bayramın üçüncü günü, Huber köşkündeki kahvaltıya eşleriyle birlikte çağırdığı gazeteciler de şunlarmış:

Referans'tan Cengiz Çandar, Posta'dan Mehmet Barlas, Sabah'tan Nazlı Ilıcak, Yeni Şafak'tan Ali Bayramoğlu, Star'ın Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, Bugün'den Gülay Göktürk.

Bu isimler beni hiç şaşırtmadı.

Eminim siz de hemen hemen hepsini "tanıdık" bulmuşsunuzdur.

Sürekli olarak "ayrımcılıktan" yakınanların, hem de Cumhurbaşkanlığı makamı gibi "tarafsız" olması gereken bir görevde, böyle ayrımcılık yapması sadece medya adına değil, siyaset adına da düşündürücüdür!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 29 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional